Side

Side

Antik Dönem’de Pamfilya’nın en önemli liman kenti olan Side; Manavgat ilçesinin 7 kilometre güneybatısında bulunan, 350-400 metre genişliğinde bir yarımada üzerinde kurulmuştur.

Luvi dilinde "nar" anlamına gelen Side’nin adı, kentle bütünleşmiş efsanelere konu olur.

Side, M.Ö. 7. yüzyılda bir yerleşim merkezi olmuş; M.Ö. 6. yüzyılda tüm Pamfilya ile Lidya Krallığı'nın egemenliğine girmiştir. Büyük İskender’in Anadolu seferinde (M.Ö. 334) hiçbir direniş göstermeden Makedonya Kralı'na kapılarını açan kent, onun ölümünden sonra Helenistik Dönem krallıkları arasında sürekli el değiştirir; daha sonraki süreçlerde Bergama Krallığı, Roma ve Bizans İmparatorluğu altında idare edilir. 20. yüzyıl başlarında, antik kentin kalıntıları üzerinde, Giritli göçmenler tarafından Selimiye köyü kurulur.

Side’de, kentin girişinden itibaren sizi etkisi altına alacak pek çok tarihi yapı bulunur. Antik tiyatro, çeşmeler, su yolu, hastane, sütunlu caddeler, hamamlar, tapınaklar, bunlardan yalnızca bir bölümüdür. Antik bir hamam binası (Agora Hamamı) içinde yer alan Side Müzesi’nde, büyük bölümü kentte yapılan kazılardan çıkarılan; Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait eserler sergilenmektedir.

Ticaret ve liman kenti olarak tanınan Side’nin görülmeye değer en görkemli yapısı, üç katlı sahne binası ve bezemeleriyle hayranlık uyandıran Side Antik Tiyatrosu'dur. Yarımadanın daraldığı kesimde, agoranın güneyinde konumlanan tiyatro, plan açısından Helenistik geleneği devam ettirse de teknik olarak Roma geleneğinde inşa edilmiştir. Özellikle oturma sıralarının bir bölümünün kemer ve tonoz sistemiyle oluşturulan yapay bir yamaç üzerine yerleştirilmiş olmasıyla, mimari açıdan Anadolu’daki tek örnektir.

Side’ye gelmişseniz, antik kentle özdeşleşen Apollon Tapınağı ve hemen yanı başındaki Athena Tapınağı’nı görmeden Side’yi görmüş sayılmazsınız. Kentin sütunlu caddesinin sonunda, antik limanın hemen girişinde yer alan Apollon ve Athena tapınakları, Roma Barışı olarak bilinen dönemde, Side’nin baş tanrı ve tanrıçası adına yapılmıştır. Apollon Tapınağı’nı ziyaretinizde, mümkünse gün batımını yakalamaya çalışın. Güneş, tapınak sütunları ardında kaybolurken Akdeniz’in en romantik manzarasıyla karşılaştığınızı anlayacaksınız.